
Küçüklüğümden beri her zaman makinenin arkasında olmayı önünde olmaya tercih etmişimdir. Fotoğraf ile olan serüvenim çok küçük yaşlarda başlamış ve giderek artan bir aşka dönüşmüştür. Bu aşk benim için her zaman bir hobi oldu. Hala da olmaya devam ediyor. Bu bağlılık dağı, taşı, çiçeği, böceği çekmekten öte bir bağlılık aslında...Bunların ötesinde bir hissiyat meselesi, insanların kendilerini ifade etme biçimi. Bu noktada Amerikalı fotoğrafçı Lewis Hine'ın "eğer hikayeyi sözcüklerle anlatabilseydim, yanımda sürekli bir fotoğraf makinesi taşımaya ihtiyaç duymazdım" sözüyle güçlendirebilirim.

Bu söze de dayanarak her bir fotoğrafın hikayesi olduğunu düşünürüm her zaman. İnsanlar fotoğrafı bir ifade aracı olarak da kullanabilir. Çünkü ben öyle yapıyorum. Gezmeyi, keşfetmeyi seven birisi olarak söylüyorum görmek ile bakmak arasında ince bir çizgi var. Hayat keşfedilmeyi bekleyen birçok detayı bünyesinde barındırıyor. Ben hayattaki bu detayları fotoğraflamayı sevdim. Artık sürekli yapıyorum. Ve biliyorum ki benim gibi hisseden, düşünen birçok kişi var. Bu konuda yalnız olmadığıma eminim. Bu süreçte sizlerle bilgilerimi, düşüncelerimi paylaşmak zevkli olacaktır. Bence kendi perspektifimiz ile kendi objektifimizden güzel hikayeler çıkarabiliriz...
Lise öğrenimimi ticaret lisesinde, dış ticaret dalında gördüm. Mercedes Benz firması genel müdürlük/ithalat bölümünde staj deneyimim oldu. Üniversitede Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümünde lisans eğitimimi 2019 yılında mezun olarak tamamladım. Üniversite döneminde Remixterminal reklam ajansında 4 aylık bir staj deneyimim oldu.